2 Mayıs 2022 Pazartesi

I

 

 Kendime de bir uyarı bu küçürek yazı.

Sorumlulukları bilip yap(a)mamak nasıl da acıdır.

İnsan, kendine de saygılı olabilir mi, bir başkasına olduğu gibi? Hiç şüphesiz olabilir. Örnekse, okulda öğretmeniniz size bir ödev vermiş olsun veya bir topluluk önünde konuşma yapacak olun. Öğretmeninizin verdiği ödevi yapmazsanız, o gün sınıftan geri kalabilirsiniz; topluluk önünde yapacağınız konuşma için yeteri kadar iyi hazırlanmamışsanız, tekleyebilirsiniz. Bütün bunlar moral bozucu olabilir. Kuşkusuz, bu her iki durum da insanın kendi kendine duyacağı/duymayacağı  saygı ile alakalıdır. Sorumlulukların bilincinde olmak, insanın kendine duyacağı saygıdan başka nedir ki?

Bir de şu var: Davranışa yansımayan düşünce makbul olmamalı.

Olmalı mı?

Kurguladığınız ahlakî hayat, davranışlarınıza çok küçük sapmalarla geçmeli.

Geçme(me)li mi?

İnsan, insan içinde çok insan!

Hangi insanın mutlu olacağı kuşkusuz zor bir soru. Gelgelelim bir beriki, bir öteki olarak bir başka ben yatmaz mı içimizde?

Beriki ile mutlu hayat sürmek istiyorsak (bir senkronize içinde), yani içimizdeki ben’inimizle barışık yaşamak istiyorsak, ben’imize saygı gösterip, ödevlerimizin bilincinde olmamız gerekmez mi?

Gerekir mi?

Ödev, acıları olan ama zevkli bir iştir.

Öyle midir?

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder