Hangi “okuryazar” böyle bir duyguya kapılmaz ki: Okuduklarımızı, yazdıklarımızı paylaşarak kendimize dostlar edinmek istemez miyiz? Hem, bir “kitap” ne için okunur ki, bir “yazı” ne için yazılır? Kuşkusuz çok cevaplı sorular bunlar… Ama bir nevi alıcısını bekleyen zarflardır da; okuduklarımız, yazdıklarımız. Karşı tarafa söylemek istediklerimiz, kimi yazıyla, kimi sözlü…
Böyle tatmin olmaz mıyız?
Evet, kimileri böyle tatmin olur,
ben gibiler!
Doğan Hızlan'ın, Düzyazı Ayracı
(Kitaplar Kitabı II) kitabının başına aldığı “Yazarların Kaderini Paylaşmak”
adlı yazıdan bir paragrafı tekrar okumak istiyorum: “Okuduğum, sevdiğim her
kitabın bana verdiği zevki başkalarıyla bölüşmek duygusu, beni yazı yazmaya
iten birinci nedendir. Bu duygumu, tutkumu, kimi zaman yazılı kimi zaman da
sözlü biçimde tatmin ettim.”
Doğan Hızlan iyi bir kitap okuru.
Düzyazı Ayracı’ndaki kitap "tanıtım/eleştiri" yazıları bunu
belgeliyor. Okuyucusunun da iyi bir kitap okuru olmasını istiyor Hızlan.
Üşenmedim, tek tek saydım, bir kere
de sağlamasını yaptım: Tamıtamına iki yüz yirmi bir (221) “kitap yazısı”
mevcut, Düzyazı Ayracı’nda. Yazıların tarihleri 1967 ile 2000 yılları arasında
gidip- geliyor.
Nicelik ayrıntıya girmemi yersiz
bulabilirsiniz. Doğan Hızlan’ın Düzyazı Ayracı’nda topladığı yazıları okuyunca,
‘bu bir çılgınlık’ dedim kendi kendime… Onca kitap...
Hepsini hakkıyla okuyan, hakkında
yazan önemli bir eleştirmenimiz Doğan Hızlan. Beğenilerini saklamaz, beğenmedikleriniyse
yazmaz; ilkelidir. Bu yönde bir eleştiri geliştirmiştir. Kırmaz kimseyi;
“eleştiri” oklarını inceden inceye batırır da… Düzyazı Ayracı’ındaki yazıların
satır aralarında, okuduğu kitabın merkezine inen eleştiri oklarını
bulabilirsiniz. Kimilerinin üç-beş sayfada vermeye çalıştığını, bir paragrafa
sığdırır Hızlan.
Bir taraftan da, “Bazı kitapların
albenisi kalmamıştır” der, ilave eder: “…o kitaplar olmasa, bugünkü edebiyat
çizgisine ulaşmamız imkânsızdı.”
Bir sözlük gibi okuduğumu da
belirtmeliyim Doğan Hızlan’ın kitap yazılarını. Adını duymadığım bir yazarı ilk
defa onun yazılarında gördüm. Sevdiğim bir yazarın okumadığım kitaplarını yine
onun yazılarında anımsadım.Yazarlar hakkında bilgi sahibi oldum, bu sayede
kitaplarını edindim.
Düzyazı Ayracı’ndaki yazarların
kitabını okuduklarım, okumadıklarım var. Eleştiri kitaplarının pek okunmadığını
bilerek, sizi de bu tespiti yapmaya davet ediyorum.
Füsun Akatlı, Doğan Hızlan hakkında
yazdığı bir yazıda şöyle söylemişti:
“Eleştiri türünde yayımlanan
kitaplar, dergi-gazete yazıları boşluğa üflenmiş, ya da suya yazılmış ömürsüz
ürünler olarak kaderlerine terkedilirlerse, onlardan nasıl bir etkinlik
beklenebilir ki.”
Ben, nitelikli okurlara, “eleştiri”
okumalarını tavsiye etmek isterim. Düzyazı Ayracı’yla bu işe başlanabilir.
İşte size yazarların edebiyatı atlası!
Doğan Hızlan’ın, “eleştiri-tanıtım”
yazılarının toplandığı kitaplar başucu kitaplarımız olmalı. Kitapların
kaderlerini belirleyecek yazılar bunlar. Okurların, okuma serüvenlerini de,
hâliyle…
İyi bir kitap okuru, eleştirmen
Doğan Hızlan’a kulak kesilelim:
"Eleştiri okumayanlar, kötü
eserler arasında ömür tüketir."
06.01.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder