I
Her geçen
salise, saniye, dakika; her geçen saat ve her geçen gün Ölüm'e yaklaşıyor
organizma. İnsan sosyal bir hayvan demiş ya filozof, işte hayvan yanımız son
süratle Ölüm'e doğru yol alıyor. Peki ruh? Tanımını yapmaya zorlandığımız,
fakat üzerine binlerce cilt kitaplar yazılan o bilinmezlik. Sanıyorum, o bahsi
okuyarak değil de, yaşayarak göreceğiz. Bir anlamda ölerek.
II
Yıldızlar
doğuyor evrenin derinliklerinde, bunları biliyoruz. Astronomi akıl almaz
boyutlara ulaştı. Neredeyse her gün yeni bir buluşla karşı karşıya insanlık. Ne
diyordum:Ölüm! Ölüm, biz canlılar için olduğu gibi, maddi evren için de
geçerli. Dedim ya: Yıldızlar ölüyor. Sonsuz bir yolculukta dağılıp kurulan
evren de ölecek.
III
Ya felsefe?!
Açıkçası, bilmiyoruz. Hayatta çok şeyi, birçok şeyi bilmiyoruz. Öğrenmeliyiz
başka; fakat hakikaten bilmiyoruz. Buna rağmen iddia ediyoruz. Temkinli değiliz
biz insanlar çoğunlukla. Ağzımıza gelen ilk cümleyi söyleyiveriyoruz.
Tartmadan, kontrol etmeden fikirler ortaya atıyoruz. Öte taraftan, içinde
bulunduğumuz evren hakkında bilmediklerimiz bir kenara, Ölüm sonrası olacaklar
hakkında da iddialıyız. Bütün kutsal kitaplar dediklerimiz bu iddialarla dolup
taşmaz mı?
Ömer Hayyam'ın
bir dörtlüğü vardır, nefistir, Sabahattin Eyüboğlu çevirisinden okumak isterim:
Yaşamın
sırlarını bileydin
Ölümün sırlarını da çözerdin
Bugün aklın var birşey bildiğin yok;
Yarın akılsız neyi bileceksin?
IV
Biz
yaşamlılar, acıyla anarız Ölüm'ü ekseri. Katlanmak zordur ölümün varlığına.
Çünkü her geçen gün aramızdan ayrılır insanlar. Bu bilgiyle dolu olduğumuz için
acıyla anarız ölümü. Şimdilerde ölüm haberleri ne kadar da günceldir değil mi?
Onunla yaşamayı öğretir teknoloji âdeta bize ve fakat acı ile anarız gene de,
dedim ya: Acı bir bilgidir bizim için ölümün varlığını kabul etmek.
Kabullenenler vardır kuşkusuz. Kabul etmiş gözükenler daha çoktur ama: Zor
imtihandır!
V
Ölüm, imtihan
mıdır? Kutsal kitaplar nezdinde öyle. Ama ben bu imtihana yakın
durmayanlardanım. Adaletsiz bir evren içinde mavi dünyamız ne acılarla doludur.
Düşünecek olursak, bir babun yavru bir ceylanı boğmadan, canlı canlı, parçalayarak
yiyor bir görüntüde. Bunun haklı nedenleri üzerinde zoologlar oyalanabilir
kuşkusuz. Fakat insanmerkezli bakarsak, evrenin bir adaletinin olmadığını seziyoruz.
Adalet olsaydı, dünyamız da olmayacaktı, kim bilir...
Düzensizlik
yok mu evrende?
Düzen:
Yokevren
Not:
Kıvılcım
Denemeler'den
31.03.2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder