Meşhûr
bir sözdür: Şiirimiz “açıklık/kapalılık” tartışmaları ekseninde döndü dolaştı,
yine aynı yerde durdu. Yanılmıyorsam Cevdet Kudret dillendirmişti. Yine böyle
bir tartışma ortamında, YKY’nin her yıl çıkarmış olduğu ‘Şiir Yıllığı’ da son
defa yayımlanmış oldu. Cumhuriyet Kitap’ta Metin Celâl’in bir yazısı çıktı.
Metin Celâl, Baki Asiltürk’ün hazırladığı bu şiir yıllıklarının önemini
belirtmiş. Radikal Kitap’ta Ömer Erdem yazdı geçen. Eleştirenler de oldu tabiî.
Şairlerin de müdahil olduğu tartışmalar… Bazı şairlerin es geçildiği, hatta
bilerek alınmadığı… Bu yıllığın ideolojik kaygılarla hazırlandığı söylendi.
Gerçi artık şimdi herkes yıllık çıkartabiliyor. Ne şiirlerin yazarından izin alınıyor, ne de bilgisi yayınevine veriliyor. Bazı iletiler alıyorum: “Şu şiiriniz yıl içindeki taramalarda çok beğenildi, şu antolojide yer vermek istiyoruz, şu miktarı yıllığımıza katlı payı niyetine yatırabilirseniz, memnun oluruz.”
Hal böyleyken, bu yıllıkların da ideolojik (!) olduğunu düşünmeden edemiyor insan.
Hangi ideoloji, bir de o var… Her halükarda rahatsız edici bu yıllıklar.
Sonra, hangi yıllık ‘ideolojik’ yaklaşımlarla çıkmaz ki ülkemizde ?!
Bir kişinin inisiyatifinde çıkan yıllıklar, herhangi bir dergi yayımcısının yönetiminde çıkan yıllıklar, bir siyasi görüş etrafında toplanıp çıkarılan yıllıklar…
Hangisi şiire sadece şiir olduğu için bakar?
Şiire, neden her şeyden önce bir insan’ın yazmış olabileceği için bakılmaz.
Necip Fazıl - Nazım Hikmet tartışmalarına girmenin lüzumu yok sanırım.
Gerçi artık şimdi herkes yıllık çıkartabiliyor. Ne şiirlerin yazarından izin alınıyor, ne de bilgisi yayınevine veriliyor. Bazı iletiler alıyorum: “Şu şiiriniz yıl içindeki taramalarda çok beğenildi, şu antolojide yer vermek istiyoruz, şu miktarı yıllığımıza katlı payı niyetine yatırabilirseniz, memnun oluruz.”
Hal böyleyken, bu yıllıkların da ideolojik (!) olduğunu düşünmeden edemiyor insan.
Hangi ideoloji, bir de o var… Her halükarda rahatsız edici bu yıllıklar.
Sonra, hangi yıllık ‘ideolojik’ yaklaşımlarla çıkmaz ki ülkemizde ?!
Bir kişinin inisiyatifinde çıkan yıllıklar, herhangi bir dergi yayımcısının yönetiminde çıkan yıllıklar, bir siyasi görüş etrafında toplanıp çıkarılan yıllıklar…
Hangisi şiire sadece şiir olduğu için bakar?
Şiire, neden her şeyden önce bir insan’ın yazmış olabileceği için bakılmaz.
Necip Fazıl - Nazım Hikmet tartışmalarına girmenin lüzumu yok sanırım.
Aynı sığ tartışmalar orada olduğu gibi, birçok alanda da sürüp gitmekte.
Zannediyorum ki, bizim eksikliğimiz bu yıllıklar değil. Şiire nasıl baktığımız.
Bu tartışmalar esnasında masamda, Devrim Dirlikyapan’ın derleyip hazırladığı, Edip Cansever’in şiir üzerine yazıları; söyleşilerinin de yer aldığı “Şiiri Şiirle Ölçmek,(YKY, 2008) adlı kitabı vardı.
Edip Cansever bir yazısında şöyle söylüyor:
“Kapalı şiir yoktur; olsa olsa şiire kapalı kişiler vardır”
Edip Cansever’in geçmiş dönem şairler arasında benim için ayrı bir yeri vardır. Şiir tartışmalarına biraz da şiir üzerinden bir bakış açısıyla yaklaşmıştır Cansever. Bu anlamda geçmişte, “toplumcu-ikinci yeni”tartışması olsun, günümüzde farklı şekillerde sürüp giden tartışmalar olsun; varılan nokta ortada.
Şiir varlığını sürdürmüştür her zaman.
İkinci
Yeni yıllarca eleştirildi, günümüzde de eleştiriliyor. Gelgelelim, son dönemde
en çok okunan şairler, yine bu akımın şairleri olmuş.
Sonuçta bir orta yol bulunamamakta. Pekâlâ, bulunmak zorunda mı?
Sonuçta bir orta yol bulunamamakta. Pekâlâ, bulunmak zorunda mı?
Elbette,
tartışılmalı.
Bilemiyorum ama Edip Cansever’in bir sözü vardır, Devrim Dirlikyapan’ın hazırladığı kitapta yer almış:“Yıkıcı bir şiir akımı bile yıktığı değerlerle beslenmek, geride bıraktığı dil, biçim, yapı özelliklerini kaynak yaparak güçlendirmek zorundadır.” der.
Bilemiyorum ama Edip Cansever’in bir sözü vardır, Devrim Dirlikyapan’ın hazırladığı kitapta yer almış:“Yıkıcı bir şiir akımı bile yıktığı değerlerle beslenmek, geride bıraktığı dil, biçim, yapı özelliklerini kaynak yaparak güçlendirmek zorundadır.” der.
Şairlerimiz
birbirlerinin şiirini yıkmaya çalışırlarken, bir de böyle düşünseler…
Kitaptan bir alıntıyla devam edelim: Edip Cansever, yine bir yazısında şöyle söylemiş:
“Bir sanat yapıtı karşısında düşüncenizi söylemek başka, karşıt düşünceyi bir baskı silahı olarak kullanmak başkadır.”
Kitaptan bir alıntıyla devam edelim: Edip Cansever, yine bir yazısında şöyle söylemiş:
“Bir sanat yapıtı karşısında düşüncenizi söylemek başka, karşıt düşünceyi bir baskı silahı olarak kullanmak başkadır.”
Önemli
bir şairimizin (Edip Cansever) yaşamından sayfalar, şiir üzerine yazıları,
konuşma ve söyleşileri, katıldığı soruşturma ve dosyaları yer alıyor kitapta.
Titiz
bir çalışma yapmış Devrim Dirlikyapan… Hemen her yazısına ulaşmaya çalışmış
Edip Cansever’in.
Okumuş
olsalar, biraz daha duyarlı bakabilirlerdi şairler birbirlerine, kim bilir ?!
Günümüzün
şiir tartışmaları da bu kadar “sığ” kalmamış olurdu, en azından.
Keşke
her şairimiz için yapılsa bu çalışmalar.
Gerçi
yapılanları okuduk mu ?!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder