13 Nisan 2020 Pazartesi

İstanbul, Hatıralar Kolonyası


Çengelköy sırtları.

Evimizin bahçesinden yukarı, merdivenleri çıkıyorum.

Sıra sıra sarmaşıklar, salkım salkım leylaklar…


Kaplumbağaların tıpış tıpış, dedemin özenerek diktiği çiçekleri eze eze yürümeleri. Çok defaları bir kirpi ile tesadüf etmişliğim. Renkli renkli kelebekler. Dedemin sıra sıra ektiği menekşeler, mavisi, pembesi, moru… Hepsi burada. Sonra küpeçiçekleri, güller… Ortancaları severdim ben, top top… Hepsi bir futbol topu yuvarlaklığında açan ortancalar.


Çocukluğumdan ne çok koku bulaşmış burnuma.


Şimdi bahar. Şimdi İstanbul’da erguvanlar.


Yıllar önce okumuştum o kitabı. Şimdilerde yeniden masamda. Henüz ilk sayfalarındayım. İstanbul Hatıralar Kolonyası yayımlandığında yıl 2006’ydı. Çıkar çıkmaz hemen edinip baştan sona okumuştum. Yıllar sonra yeniden okuyorum. O yıllar bir kitabevinde satış elemanı olarak çalışıyordum. Kitaptaki romanlar ve resimlerdeki İstanbul’u bölük-pörçük hatırlıyorum.


İstanbul, romanlarda, şiirlerde, öykü parçalarında, anılarda yaşıyordu.


Selim İleri’nin İstanbul kitapları, hep bir başka kitaba ve yazara yönlendiriyor okuru.

Halid Ziya, Hüseyin Rahmi, Ahmet Mithat Efendi, sonra Peyami Safa ve Ahmet Hamdi Tanpınar.

“Geçmiş, yitmiş romanlara bir ağıt olsun bu yazı. Kimsenin okumadığı romanlara.” Diyordu yazar. Henüz ilk romanımız Taaşşuk-i Talat ve Fitnat (1872) bunlardan biriydi. Tarihsel değeri dışında şimdinin okuruna bir şey söylemeyeceğini de hemen belirtiyor yazar. Henüz On Yedi Yaşında, Müşâhedat, Sergüzeşt, Araba Sevdası, Mai ve Siyah, Zavallı Necdet, Tesadüf, Şıpsevdi, Metres. Bir çoğunda, farklı farklı semtleriyle yaşadığımız İstanbul.


Hatıralar bu romanlarda nefes alıyorlar.

Mâziye baktıkça, değişimin acımasızlığını da hissediyorsunuz.


Çok sonra bu romanların bir kısmını okumuşum. Birçoğu da okunmayı bekliyor hâlâ.

Sonra resimlerde İstanbul sokakları.

Hoca Ali Rıza’nın bir tablosu…


Nazmi Ziya, Şeker Ahmet Paşa, Avni Lifij, Cihat Burak, Hamit Görele, Üsküdarlı Cevat gibi ressamlar. Eski İstanbul bu birçok ressamımızın resimlerinde nefes alıp veriyorlardı.


Yine birçok romancımız gibi çoğu ressamlarımızın resimlerini Selim İleri’nin İstanbul kitaplarında arar olmuştum.


Bu kitaplar bana bir kılavuz gibi eşlik ettiler yıllar yılı. Birçok ressamı ilk defa bu kitaplarda duyup, daha sonraları resimlerini seyretme imkânım olmuştu.


Şimdi büyük ümitlerle yeniden okuyorum İstanbul, Hatıralar Kolonyası’nı.


Sayfa 83 ile 109 arasında gidip geliyorum.


Eski edebiyatçıların anıları ile dolu bir kitap.


Hüseyin Rahmi’nin Şık romanını Ahmet Mithat Efendi’ye getirdiği sahne.


İsterseniz kitaptan okuyalım: ”Bir gün basımevine on yedi yaşında, çelimsiz, çekingen, azıcık hanım evladı azıcık sinirli bir delikanlı gelir. Koltuğunun altında dosya. Ahmet Mithat dosyadaki Şık romanını okur, beğenir. Ne var ki o çelimsiz gencin, o hanım evladının bunca olgun bir kısa roman yazabileceğinden adamakıllı işkillidir. Zaman zaman tepen öfkesine kapılarak, adı Hüseyin Rahmi olan genci sorguya çeker, dahası iyice azarlar: Kim yazdı bu güzel romanı, sen kimin emeğini çalıp çırptın?! Genç Hüseyin Rahmi’nin gözlerinden ansızın yaşlar dökülür. Bu kez üzülmek sırası, hikâye ve romanın ilköğretmenine gelmiştir.(Ahmet Mithat Efendi) Artık ne yapacağını, nasıl gönül alacağını şaşırır; Şık’ı apar topar tefrika eder. Hüseyin Rahmi’yi de yeni romanlar kaleme getirmeye yönlendirir.”


İstanbul Hatıralar Kolonyası’nda, yer yer eski edebiyatçılarımızın yazma serüvenlerini de satır aralarında bulabiliyoruz.


Öte yandan Yahya Kemal. İstanbul şairinin göçebe hayatı.


Parkotel’de Yalnız Adam adlı makale. İçlenerek okudum.


Mehmed Rauf’un, Halid Ziya’nın, Tanpınar’ın eserleri. Selim İleri şöyle söylüyor: Aşk-ı Memnû, Eylûl, Huzur ard arda okunsa, üç eser arasındaki yakınlıklar ve üveylikler daha açık seçik yakalanabilir”


Boğaziçi sahneleri…


Anılar; roman ve öykü parçaları… Ve resimler. Yazarın İstanbul Hatıralar Kolonyası’nda iç içe geçiyorlar

21.05.2019

Not: Edebiyat Burada adlı kültür-sanat sitesinde yayımlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder